Rabbimiz'in en önemli mucizelerinden biri de, Hz. Muhammed (sav)'in aleyhine kurulan pek çok tuzağa ve hileye rağmen hiçbir zarar görmeden mücadelesine devam etmesidir.
Rabbimiz'in Peygamberimiz (sav)'i Meleklerle Koruyup Desteklemesi
Kuran ahlakı Müslümanların savaştan ve her türlü çatışmadan kaçınmalarını, anlaşmazlıkları görüşme ve müzakerelerle gidermelerini, uzlaşmacı olmalarını gerektirir. Savaş, Kuran'a göre ece zorunlu olduğunda başvurulacak ve mutlaka belirli insani ve ahlaki sınırlar içinde yürütülecek bir "istenmeyen zorunluluk"tur. Müminler yaşanan sorunlarda hep barışı ve uzlaşmayı tercih etmekle, ancak karşı taraftan bir saldırı gelmesi durumunda kendilerini savunmak amaçlı savaşmakla yükümlüdürler.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'in hayatına baktığımızda da, savaşın ancak zorunlu hallerde ve savunma amaçlı olarak başvurulan bir yöntem olduğunu görebiliriz. Bu durumlarda da, Rabbimiz, Peygamberimiz (sav)'i çeşitli mucizeleriyle desteklemiştir. Bu mucizelerden biri Rabbimiz'in, meleklerini Peygamberimiz (sav)'in ve salih müminlerin yardımına göndermesidir.
Salih Müslümanlar sayıca müşriklerden çok az olmalarına rağmen çok büyük bir cesaret ve kararlılıkla Peygamberimiz (sav)'in arkasında savaşa girmişler ve Allah'ın desteğiyle mucizevi şekilde büyük zaferler kazanmışlardır. Kuran ayetlerinde Allah'ın meleklerle müminleri desteklediği ve Peygamber Efendimiz (sav)'in savaşta müminleri meleklerin yardımıyla müjdelediği şöyle haber verilir:
"Sen mü'minlere: "Rabbiniz'in size meleklerden indirilmiş üç bin kişiyle yardım-iletmesi size yetmez mi?" diyordun.
Evet, eğer sabrederseniz, sakınırsanız ve onlar da aniden üstünüze çullanıverirlerse, Rabbiniz size meleklerden nişanlı beş bin kişiyle yardım ulaştıracaktır." (Al-i İmran Suresi, 124-125)
Allah, ayetlerde de buyurduğu gibi, meleklerin yardımını, inananlara bir müjde ve kalplere tatmin vesilesi olarak göndermiştir. Yoksa kuşkusuz Allah hiçbir sebebe ihtiyacı olmayandır. Dilediği takdirde iman etmeyenleri üzerlerine gönderdiği tek bir azap ile bozguna uğratır. Dilerse onları ve ordularını saniyeler, dakikalar içinde yerin dibine geçirir. Allah tüm bunlara güç yetirendir. Rabbimiz'in böyle şanlı ve mucizevi zaferler vermesi ise, Peygamberimiz (sav) ve beraberindeki müminler için büyük bir müjde olmuştur.
Savaşta olan mucizeler ve Müslümanların cesareti pek çok tefsir alimi tarafından da anlatılmıştır. Büyük alim Ömer Nasuhi Bilmen, Müslümanların savaşları sırasında meydana gelen mucizeleri ve salih müminlerin cesaretini şöyle aktarmaktadır:
Resulü Ekrem Efendimiz, "Yarab! Bana vaat buyurduğun nusreti (zaferi) ihsan et" diye dua etmiş ve hafifçe bir uykuya dalmış ve hemen tebessüm ederek uyanmış, yanı başında bulunan Hazreti Ebu Bekir'e hitaben: Müjde ya Ebu Bekir! İşte Cibrili Emin ile sair melaike'i kiram (meleklerin büyük çoğunluğu) imdada geldiler, diye buyurmuştu. Sonra da zırhını giymiş ve çadırından dışarı çıkmıştı. Zaten adetleri fazla olan düşman ordusuna bazı Ürbanın da katılacağı şayi (duyulmuş) olmakla bundan bazı İslam mücahitleri endişeye düştüler. Bunun üzerine taraf-ı İlahi'den (Yüce Allah'ın Katından) melekler vasıtasıyla ehl-i İslam'a (Müslümanlara) yardım olunacağı tebşir edildi (müjdelendi). Rivayete nazaran (göre) o esnada gayet şiddetli bir rüzgar çıkıp göz gözü görmez olmuştu. Bu hal ise Hazreti Cibril ile sair (pek çoğu) meleklerin meydanı harbe gelmelerine bir nişane (işaret) imiş. O melekler ablak (beyaz) atlara binmiş, beyaz ve sarı insanlar suretinde görünmüşler ve Bedir harbine bilfiil iştirak (fiilen katılmışlardır) etmişlerdir.
Bu Bedir gazvesinde (seferinde) Müslümanlara evvela bin, sonra iki bin, daha sonra da iki bin melek imdada gelmişlerdir ki, mecmuu (toplamı), ayeti kerimede görüldüğü vechile (kadarıyla) beş bindir. (Ömer Nasuhi Bilmen, Ku'ran-ı Kerim'in Türkçe Meali Alisi ve Tefsiri, Bilmen Basım ve Yayınevi, İstanbul, 1. Cilt, s. 451)
Allah'ın yardım ettiği Peygamberimiz (sav) ve müminler, ne kadar zayıf durumda olsalar da başarılı olmuşlar, sayıca fazla olan inkarcıların orduları karşısında galip gelmişlerdir. Mekkeli müşrikler, sahip oldukları teknik imkanlara ve kalabalık insan sayısına rağmen, görünüşte kesin galip gelmeleri gerekirken Allah'tan bir mucize olarak bozguna uğramışlardır.
İnkar Edenlerin Az Görünen Orduları
Allah'tan bir mucize olarak, savaşlarda galip gelenler sayıca üstün olanlar değil, müminler olmuştur. Peygamberimiz (sav) ve beraberindeki müminler de, Allah'ın verdiği akıl, feraset, basiret, güzel ahlak gibi nimetlerle daima inkar içindeki insanlara karşı başarı elde etmiştir. Ayrıca Allah, Kuran'da iman etmeyenlerin, müminleri, müminlerin de iman etmeyenleri kimi zaman gözlerinde sayıca olduğundan az gördüklerini bildirmiştir. Bu da Kuran'da Allah'ın müminlere yardımı ve mucizelerinden biri olarak bildirilmektedir. Allah Enfal Suresi'ndeki ayetlerde Peygamberimiz (sav)'e ve müminlere yaptığı yardımı şöyle haber vermektedir:
"Hani Allah, onları sana uykunda az gösteriyordu; eğer sana çok gösterseydi, gerçekten yılgınlığa kapılacaktınız ve iş konusunda gerçekten çekişmeye düşecektiniz. Ancak Allah esenlik (kurtuluş) bağışladı. Çünkü O, elbette sinelerin özünde saklı duranı bilendir.
Karşı karşıya geldiğinizde, Allah, 'olacağı olan işi gerçekleştirmek' için, onları gözlerinizde az gösteriyor, sizi de onların gözlerinde azaltıyordu. Ve (bütün) işler Allah'a döndürülür." (Enfal Suresi, 43-44)
Kuran'da bildirilen bu gerçeğe göre, Müslümanların kendilerinden sayıca çok olan müşrik ordusunu az sayıda görmeleri onlara büyük bir güç ve moral kaynağı olmuştur. İman etmeyenlerin ise zaten kendilerinden daha az sayıda olan Müslüman ordusunu daha da az görmeleri onları rehavete sürükleyerek, nasıl olsa galip geleceklerini düşündürtmüş olabilir.
Sabuni'nin tefsirinde ise, Rabbimiz'in müminlere bu yardımı şöyle açıklanmaktadır:
Ey müminler topluluğu! Savaşta karşılaştığınız zamanı hatırlayın. O zaman, onlara karşı cesaretiniz artsın diye Allah, düşmanlarınızı gözünüzde az gösterdi. Sizi de onların gözüne az gösterdi ki, savaşa sizin için bir hazırlık yapmasınlar. Bu görme, uykuda değil uyanıklık halinde idi. İbn Mesud şöyle der: Bedir savaşında düşman bizim gözümüze o kadar az gösterildi ki, ben bir adama: "Ne dersin, onlar yüz kadar mı?" diye sordum. Bu, savaş başlamadan önceydi. Savaş başlayınca, Allah müminleri, kafirlerin gözüne çok gösterdi. Kafirler şaşırıp kaldılar ve korkuya kapıldılar. Güçleri kırıldı ve hesap etmedikleri şeyleri gördüler. Bu, Allah'ın bu savaştaki büyük mucizelerindendir. Allah bunu böyle yaptı. Kafirlere karşı müminlere cesaret verdi. Müminlere karşı da kafirlere cesaret verdi ki, savaş yapılsın ve Allah Kendi ordusuna yardım etsin, batılı ve ordusunu hezimete uğratsın, üstün olan Allah'ın kelimesi, alçak olan da kafirlerin kelimesi olsun. Bütün işler Allah'a döner. Allah, dilediği gibi o işlerde tasarrufta bulunur. O'nun verdiği hükmü bozacak kimse yoktur. O hikmet sahibi ve Yücedir. (Muhammed Ali Es-Sabuni, Safretü't Tefasir Tefsirlerin Özü, Ensar Neşriyat, İstanbul, 1992, Cilt 2, s. 427)
Sebepler çerçevesinde, hiçbir ordunun sayısı olduğundan daha az görünmez. Bir ordu yüz bin askerden oluşuyorsa, bu her yerden aynı gözükür. Kalabalık olan bir ordu, yukarıdan da, aşağıdan da, karşıdan da bakılsa kalabalık gözükecektir. Dolayısıyla ordu sayısının az görünmesi olağanüstü bir durumdur. Bu olayda yaşanan mucize Allah'ın Peygamberimiz (sav)'e ve Müslümanlara yardımının tecellilerinden biridir.
Allah, İnananlarla Beraberdir
Allah'a tam olarak güvenen ve her zaman O'na teslim olan Peygamberimiz (sav) ve beraberindeki müminler her zaman Kuran ahlakına uygun yaşamışlar, yaptıkları her işte Allah'ın hoşnutluğunu hedeflemişlerdir. Bunun karşılığında da Allah'tan güvenlik ve huzur duygusuna kavuşmuşlar, en zor şartlarda bile Allah'ın yardımını kazanmışlardır.
Kuran'ın pek çok ayetinde Allah'ın, korkup sakınan kullarına en zor ve sıkıntılı gibi görünen zamanlarda yardımını ulaştırdığı, hiçbir çözümün gözükmediği durumlarda bile muhakkak bir çıkış yolu göstereceği müjdelenmektedir:
"…Kim Allah'tan korkup-sakınırsa, (Allah) ona bir çıkış yolu gösterir;
Ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Elbette Allah, Kendi emrini yerine getirip-gerçekleştirendir..." (Talak Suresi, 2-3)
Kuran ayetlerinde ve hadislerde de bildirildiği üzere Peygamberimiz (sav)'e eziyet vermeye çalışanlar hiçbir zaman amaçlarına ulaşamamış, aksine kendileri zillete düşerken, her geçen gün Peygamberimiz (sav)'in beden gücü, sağlığı, neşesi, nuru ve güzelliği daha da artmıştır. Allah Hz. Muhammed (sav)'i rahmetiyle korumuş, ona hem fiziksel hem de manevi anlamda büyük bir güç ve heybet vermiş ve Peygamber Efendimiz (sav)'in derin tevekkülünün sonucunda kendisini hep başarılı ve güçlü kılmıştır.